Yaşam

Baba Olmak Erkeklerin Beyin Yapılarını Değiştirir mi?

Babalığın ilk haftalarında erkek beyninin çeşitli değişikliklere uğradığını gösteren birçok çalışmanın olması, erkeklerin vücudunda da bazı değişikliklerin olduğunu gösteriyor. Gelin baba olmanın erkekler üzerindeki etkisine bir göz atalım, hadi ?

Kaynak:https://bigthink.com/neuropsych/neuro…

Araştırmalar, erkeklerin beyinlerinin baba olduktan sonra değişikliklere uğradığını gösteriyor.

Sinir sisteminin çevresel farklılıklara yanıt olarak yapısını ve işlevini değiştirme kapasitesini tanımlayan beyin esnekliğinin derecesi, babaların bebekleriyle ne kadar etkileşime girdiğiyle bağlantılıdır.

Yani babaların çocuklarıyla ne kadar ilgilendiğini belirleyen sosyal, kültürel ve manevi faktörler beyindeki değişimler için çok değerli.

Bir çalışma, babalık izni daha fazla olan Hispanik babaların, ABD’deki babalara kıyasla, bebeklerine uyum sağlamalarına yardımcı olan dikkati destekleyen beyin bölgelerinde daha belirgin değişiklikler gösterdiğini buldu.

Psikolog Elizabeth Gould ve ekibi, babalık döneminde östrojen, oksitosin, prolaktin ve glukokortikoidlerdeki artışları gösteren bir dizi çalışma sundu.

Bu çalışmanın en değerli notlarından biri, çocuklarını kadın yardımı olmadan büyüten babaların, tıpkı annelerin yaptığı gibi, beyinlerinde duygusal sürece sinyaller verdiğidir. Bu erkeklerin testosteron oranı düşerken östrojen oranlarının arttığı tespit edildi.

Östrojenin baskın formu olan estradiol, davranışları ve erkek cinsel işlevini beslemede değerli bir rol oynar. Bu östrojen formu, babada daha besleyici davranışları teşvik eder.

Annelik hormonu olarak da adlandırılan prolaktinin yeni baba olan erkeklerde arttığı ortaya çıktı. Ayrıca araştırmalar, babalığın ilk haftalarında testosteron ve gerilim hormonu kortizolün düştüğünü göstermiştir.

2002 yılında yapılan bir araştırmaya göre, erkek beynindeki düşük testosteron seviyeleri ve yüksek prolaktin seviyeleri, yeni babaların bebek ağlamalarına verdiği duygusal tepkilerle ilişkilidir.

Yukarıda artışından bahsettiğimiz oksitosin; aile üyelerinde bağ ve empati duygularına yol açar. Ayrıca oksitosin, bir çocuğun doğumundan sonra erkek sisteminde dalgalanır. Bu dalgalanma ve hormon artışının, yeni babalarda empati ve fedakarlığı teşvik ettiği de kanıtlanmıştır.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırma, yeni baba olmuş farelerin hafızalarını ve yön duygularını geliştirmeye yardımcı olan yeni nöronlar geliştirdiğini ortaya çıkardı.

Bilim adamlarının yeni baba farenin beyninde gözlemlediği en değerli değişikliklerden biri, beyinde yeni nöronlar oluşturma süreci olan nörojenezdi. Yeni oluşan nöronların, yeni doğan yavrularıyla yakın mesafede geçirdikleri zamanla doğrudan temas halinde olduğu belirlendi. Yavrularının doğduğu gün deney alanından çıkarılan diğer erkek farelerde yeni nöronal değişiklikler görülmedi.

Yeni oluşan beyin hücresi kümelerinden biri, kokuları nasıl işlediğimizden sorumlu olan koku ampulünde bulunuyordu.

Bu yeni nöronlar, farelerin yeni yavrularının kokusunu tanıdı. Yeni beyin hücresi kümelerinden bir diğerinin beynimizdeki hafıza ve oyun yeteneğinde rol oynayan limbik sistem olan hipokampüste büyüdüğü gözlemlendi.

baba ol; Ayrıca beynin bağlanmayı etkileyen bölgelerine sınır ağlarından oluşan gri ve beyaz cevherde artışa neden olur.

Gelişimsel sinirbilimci Pilyoung Kim liderliğindeki bir 2014 araştırması, iki ve dördüncü haftalarda ve on iki ve on altı haftaların ortasında baba olan on altı yeni babayı inceledi.

Bu çalışma, baba olarak ilk aylarda erkek beyninde sadece hormonal değişiklikleri değil, aynı zamanda fiziksel değişiklikleri de ortaya koydu.

Beynin bağlanma, besleme ve empati ile ilişkili bölümlerinin sonraki testlerde daha fazla gri ve beyaz öğe içerdiğini gösterdi.

Dr. Kim’e göre, beyindeki bu “şişme”, yeni babalarda artan ebeveynlik becerilerini yansıtıyor.

“Beyindeki bu anatomik değişiklik, babaların aşamalı öğrenme deneyimlerini destekleyebilir.”

Tüm bu araştırmaların ışığında, yeni ve ilgili bir babanın beyninde çocuğu sayesinde var olan özel bir nöron setinin olması sizce de inanılmaz değil mi?

Bu çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu